Adana Kozan İlçesi

Kozan (Sis), Adana ilinin bir ilçesidir. Adana ovasının Yukarı Ova denilen kısmında düz arazinin tepelik bölgeye geçtiği kesimde kurulmuş olup, il merkezine uzaklığı 69 km’dir.

Kozan İlçe’sinin kuzeyde Kayseri, Yahyalı, Feke, Saimbeyli; doğuda Osmaniye, Kadirli; güneyde Ceyhan, İmamoğlu; Batıda Aladağ ilçeleriyle çevrilmiştir. İlçenin yüzölçümü 1690 km²’dir. Adana’nın (metropoller hariç) iki büyük ilçesinden birisidir. Türkiye’nin en büyük 25.ilçesidir. İlçe merkezi, 19 il merkezinden büyüktür.Ayrıca Adana İl Sınırları içindeki en geniş(yüzölçüm olarak) ilçe durumundadır.

Adana Kozan Turizm | Gezi

Turizm açısından en ünlü tarihi yerleri;

  • Kozan Kalesi : Asurlular tarafından yapılmıştır.
  • Bucak Kalesi : Ortaçağ döneminde yapılmıştır.
  • Hoşkadem Cami : Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından 1448 yılında yaptırılmıştır.
  • Pelesel Manastırı Kalıntıları : Ermeniler tarafından yaptırılmıştır.
  • Anavarza Kalesi ve Kalıntıları : M.Ö. 9. yy. Da Asurlular tarafından yapılmıştır. Romalılardan kalma iki su kemeri, tiyatro,saray, tapınak, hamam kalıntıları, kaya mezarları, frenkslerle süslenmiş mezarlarkilise ve sarnıç bulunmaktadır.

KOZAN MUTFAĞI

Kozan yöresinin zengin bir mutfak kültürü vardır. Mutfak kültürünün bu kadar zengin ve güzel olmasının sebebi, çeşitli kültürlerin etkisinde kalması ve onların yemekleri ile kendi yemeklerini damak zevkine uygun olarak birleştirmesidir.

Çukurova mutfak kültürü özelliklerini taşıyan Kozan mutfağında zengin yemek çeşitleri dikkatleri çekmektedir. Yöre yemeklerinde un, bulgur, et, sebze ve baharatlar bol miktarda kullanılır. Kuşbaşı ve kıyma ile yapılan Adana kebabı, Çukurova’nın her yerinde olduğu gibi,

Kozan’da da çok ünlüdür. Bunun yanında bol yeşil ilk ve salata da yenir. Ayrıca ayran ve şalgam suyu da içilir.
İlçenin zengin mutfak kültürünün bir parçası olan çorbalardan şunları sayabiliriz: Börek çorbası, mercimek çorbası, bulgur çorbası, tarhana çorbası, pirinç çorbası, şehriye çorbası, lepe, un çorba sı, süt çorbası, yüzük çorbası.
Yöre mutfağının en meşhur yemeklerinden biri de içli köftedir. Pilavlardan ise, bulgur pilavını, pirinç pilavını, dövme pilavını ve sebze pilavını sayabiliriz.

Kozan’da çok çeşitli börek, çörek ve tatlı çeşitleri yapılabildiği gibi, sebze ve meyvelerin bolca yetiştiğinden çok sayıda salata türleri de yapılabilmektedir

Kozan’ın kendine özgün yemeklerini belirlemek için belediyemiz ve Kozan Kent Konseyi tarafından toplam 67 yarışmacının katılımı ile Kozan’a özgü yöresel yemek yarışması düzenlendi.

Yarışma sonrasında Kozan Usulü Tarhana Çorbası, Börek Çorbası, Kozan Usulü Ekşili Köfte, Kozan Usulü Paça, İçli Köfte, Ciğer Kebabı, Erişteli Bulgur Pilavı, Kısır, Mercimekli Köfte, Paça üfelemesi, Turunç Kabuğu Reçeli, Maya Reçeli, Büzdürük Tatlısı, Baklava, Teleme çeşitleri Kozan Yemekleri olarak belirlendi.cigersissırdan

Aksaray

5.06.1989 gün ve 3578 sayılı kanun ile Niğde’den ayrılarak il statüsü kazanmıştır. İç Anadolu Bölgesi’nde Niğde’nin kuzeybatısında, Konya’nın doğusunda, Ankara’nın güneydoğusunda yer almaktadır. 377.505 nüfusa ve 7.626 km² yüz ölçümüne sahiptir.

2010 yılında TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 7 İlçe, 39 belediye ve 151 köyü vardır.

İsmin kökeni

Hitit tabletlerinde Kurşura, İlk Çağ’da Garsaura olarak anılan şehir, Kapadokya Kralı Archeleos zamanında yeniden inşa edilerek Archeleos’un şehri anlamında Archelais adı verilmiştir(Caesar- Kayseri, Heraklius-Ereğli gibi). Türkler Anadolu’ya geldikten sonra ismi Türk diline çekimleyerek Aksaray olarak anmaya başlamış, bazı Osmanlı arşivlerinde Aksara olarak da geçtiği olmuştur. Yaklaşık bin yıldır tarihi adını muhafaza edegelmiştir. Halk arasında ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde II. Kılıçarslan’ın yaptırdığı beyaz saraydan ismini aldığı gibi bir yakıştırma da dolaşmaktadır, resmi ve tarihi dayanağı yoktur.

Tarih

İlkçağ’da Arkhelais adını taşıyan kenti, son Kapadokya kralı Arkhelaos’un Garsuara adlı yerleşmeyi geliştirerek kurduğu sanılmaktadır. Roma İmparatoru Cladius I kente koloniayrıcalığı tanıdı. Ayrıcalık, Anadolu’daki birçok önemli yolun kavşak noktasında bulunan kentin daha da gelişmesine yol açtı. Bizans ile Müslüman Araplar arasında birçok kez el değiştiren şehir Malazgirt Meydan Muharebesi’nin (1071) ardından Türkler’in egemenliğine girdi. Şehirde günümüze kadar gelemeyen Danişmendliler eserleri vardı. Şehirde Danişmend parası basılmıştır. Günümüze ulaşan Danişmendli eseri, kümbet şeklindeki, Hıcıp yakınındaki Bekar Sultan Türbesi’dir. Şehir Arap akınlarıyla virane hale gelmişti. Kılıç Arslan II (1155-1192), yıkık durumdaki Aksaray’ı bir İslam kenti olarak yeniden kurdu, kentin çevresini surla çevirdi, camii, medrese, çarşı, hamam vb. yaptırdı.Azerbaycan’dan getirdiği din bilgini, zanaatkar ve tüccarları kente yerleştirdi. Ticaret yolları üzerinde bulunan Aksaray, Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli merkezlerinden biri olarak gelişti. Selçuklu’lardan sonra Karamanoğulları’nın eline geçti. Bir süre Eretna Beyliği’nin egemenliğinde kalan (1341-1365) ve 1 yıllığına Kadı Burhanettin Devletinin eline geçen kent, Karamanoğulları yeniden egemen oldu. 1396’da Yıldırım Bayezid tarafından ele geçirildiyse de Timur istilasından sonra yeniden Karamanoğulları’nın eline geçti. 1467’de Fatih Sultan Mehmet döneminde Aksaray kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı. Aksaray, Cumhuriyet dönemi’nde 1920’de il durumuna getirildi. 1933’te çıkartılan hususi kanunla ilçe olarak kendisinden çok daha küçük olan Niğde’ye bağlandı. Aksaray 1989’da yeniden il oldu.

 

İbn-i Battuta’nın Büyük Dünya Seyahatnâmesi’nde Aksaray

14. yüzyıl İbn-i Battuta’nın kaleminden kayda geçen bilgiler:

Sultan Bedreddin’in yanında çok kısa süre kalarak Aksaray’a hareket ettik. Burası Bilâd-ı Rûm’un en güzel ve sağlam şehirlerindendir. Her yandan akarsular ve bağlarla çevrilidir. Şehirden üç kanal geçer ve bunlar evlerin içinden akar. Şehrin içinde üzüm bahçeleri, bağlar ve bostanlar vardır. Aksaray’ın koyun yününden üretilen zarif halı ve kilimlerinin dünyada bir benzeri daha yoktur. Bunlar, Şam, Mısır, Irak, Hindistan, Çin ve diğer Türk ülkelerine ihraç edilir.

Aksaray, Irak Sultanı’nın idaresi altındadır. Burada Eretna Beyliğinin naibi Şerif Hüseyin’nin zaviyesine indik. Eretna Beğ, Irak hükümdarının Bilâd-ı Rûm’daki genel valisiydi. Şerif Hüseyin ise Ahiler’den olup, beldede yoldaşları pek çoktur. Bize son derece ikram ve izzette bulunarak aynen diğerleri gibi dostça davrandı.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde Aksaray

Aksaray’ın Esen Tepe’den görünüşü.

17. yüzyıl Evliya Çelebi’nin kaleminden kayda geçen bilgiler:

Bor kalesinden Aksaray’a gitmemiz

İlk durağımız Ortaköy oldu. Aksaray Sancağı’nda yüzelli akçe payesiyle ayrı bir kazadır. Geniş ve ürünü bol bir kaza olup bağ, bahçe, cami ve mescidi olan gelişmiş bir köydür. Bu köye bağlı otuzaltı adet nahiye köyleri vardır. Buradan kuzey tarafa doğru gidip köylerden geçilir. Bir menzilde Harvadalı Köyü’ne inilir. Burası da meyvesi bol, verimli, güzel, hanı, hamamı ve cami olan bir Müslüman köyüdür. Aksaraynahiyeleri köylerindendir. Buradan da kuzeye doğru giderek Aksaray şehri vardır.

Beyaz Saray

Bu şehrin Şem’un Safâ’nın isteği ile yapıldığını söylerler. Hükümdardan hükümdara geçtikten sonra Herakl adlı kralın oğlu Helena’nın elinde iken, adı geçen kral, Arap kavminin üzerine sefer açmıştır. Binlerce pis askeri ile Şam üzerine giderken, Safraz denilen yerde yenilgiye uğramış ve kendisi de ölmüştür. Yerine, oğlu Mikale kıral olmuştur. Sonra bununda elinden Melik Mesud’un oğlu İzzeddin Kılıç Arslan 569 tarihinde burayı almıştır. Fetihten sonra bu şehirde nice büyük evliya oturduklarından, bu şehre birçok tarihçiler “Sâlihler yeri” demişlerdir.

Aksaray denmesinin sebebi

Kılıç Arslan’ın taht merkezi olması dolayısı ile ona büyük bir saray yaparlar. Saray giriş kapısının sağında ve solunda tunçtan iki adet heybetli arslan heykeli varmış. Bu saraya bir kötülük yapılmak istense, yapmak isteyen kişi, bu arslanların ağızlarından saçtığı kıvılcımlardan helâk olurmuş. Bu saray uzaktan bembeyaz göründüğünden, bulunduğu şehire de Aksaray demişler. Rumlar bu şehre halen Pegahelna derler.

Şehir, sonra Karamanoğlu Yakub Bey’in eline geçmiş ve ondan da Yıldırım Beyazıt Hân’ın eline geçmiştir. Hâlen Osmanlı Devleti’nin elinde olup, Gâzi Süleyman Hân kaydı üzere Karaman Eyâleti’nde sancakbeyi merkezidir. Kanun üzere, yılda beyine yirmi kese gelir olur. Beş yüz askere sahip bir tuğlu mirlivadır. Alaybeyisi, çeribaşısı ve yüzbaşısı vardır. Kanun üzere cebeliler ile bin askeri olur. Yüzelli akçelik şerif kazadır. Kadısına senede beş kese gelir olur. Müftüsü, nakîbi, kethüdâ yeri, yeniçeri serdârı, kale dizdârı, muhtesibi, şehir subaşısı, âyân ve eşrâfı, saygın zâtları vardır.

Aksaray Kalesi

Geniş bir alanda, büyük bir ırmak kenarında dört köşeli, taş yapılı, sağlam yapılı bir kaledir. Şehrin ortasında yapılmıştır. Burç ve kuleleri çok yüksek değildir. Bütün burçları, dişleri ve bedenleri ile mazgal delikleri, hesaplı olarak düzenlenmiş kuleleri hep birbirine bakar. Kuşatma sırasında, her kulenin güçlü savaşçıları tüfek ile kuleleri korurlar. Hisarları tarafında beş kapısı vardır. Küçükkapı batıya bakar. Demirkapı kıbleye açılır. Keçikapısı da kıbleye doğru açılır. Ereğlikapısı güneye doğru, Konyakapısı da batı tarafına açılır. Bu kapıların nöbetçileri, vergi alan muhtesib kimselerdir. Kale içinde isyancılar zamanında buğday saklamak için ambar yapılmıştır. Cephaneliği yoktur. Ramazan ayında ve başka şenliklerde atılan büyük topları vardır.

Camileri

  • Karamanoğlu İbrahimbey Camii(Ulu Camii)

Eski bir ibâdet yeridir. Dört kemer üzerine kargir kubbeli bir camidir. Cami içinde oniki adet sütun ile iki adet sanat eseri kapı vardır. Minberi, müezzinler yeri sade ve güzeldir. Yuvarlak minaresi camiden uzak olup, cami kubbeleri kireçle örtülüdür.

  • Şeyh Hamid Veli Camii

Şeyhler Mahallesi’nde, kubbeli, bir minareli camidir.

  • Debbağlar Camii:

Kireçle yapılmış, cemaati bol bir camidir.

  • El-Hac Seyyid Hasanefendi Camii

Başköprü yanında güzel bir camidir. bunlardan başka doksansekiz adet mescidi vardır.

Medreseleri

  • Yılancık Medresesi

eski bir yapıdır.

  • Sulu Medrese

çeşitli bilimler yeridir.

  • Karamanoğlu Camii Medresesi

bu medresenin öğrencilerine ve hocalarına vakıf tarafından aydan aya aylık ve erzakları verilir. Ayrıca parasız görev yapan dersiâmları da vardır. Halkı fıkıhçı olup ferâiz ilmini atalarından beri okuya gelmişlerdir.

Bu şehirde özel Kur’ân okulları yoktur. Fakat Kur’ân hâfızları pek çoktur. Şehir onyedinci örfi iklimdedir. Ortasından akan Uluırmak, imâreleri sulayıp Alâaddin köprüsünden geçer. Bursa gibi her evden su akar.

Ziyaret yerleri

Bu şehirde yedi binden fazla büyük evliyânın yattığı söylenmektedir. “Dâr’ül-ervâh” denilen bu yere nice defalar nur inmiştir. Üzüntülü olan bir kimse burayı ziyaret etse üzüntüsü gider.

  • Şeyh Hamid Veli; Rum diyarı irfân ehlinin başıdır. Üstü açık bir kubbede medfûndur. Çoğunlukla saralı kimseler ziyaret ederler. Buna yakın
  • Şeyh Kemal Sultan olgunluk yolunda tamama ermiş büyük bir zattır. Bunun yanında
  • Şeyh Pertevi Sultan, Yesevî tarihinde yahşi bir erdir.
  • Kırkkızlar; çoğunlukla kadınlar ziyaret ederler.
  • Şeyh Necmeddin Kibri,
  • Bedreddin Sultan Veli,
  • Hımarlı Dede Sultan şehir içindedir.
  • Şeyh Gaznevî Sultan ve
  • Şeyh Hakîkî bin Şeyh Hamid Veli: El-hac Bayram Veli öğrencilerinden olup, Ankara’da ledün ilmini tamamlayıp Aksaray’da Bayramî tarikatinde öncü olmuştur.
  • Şeyh Butak, Taşpazarı Mahallesi’nde medfûn olup gönül erbâbının ziyaret yeridir. Cennetderesi semtinde Çelebilik ziyareti ve bunun üst yanında Hızırlık ziyareti vardır.
  • Kılıç Arslan Sultan’ın kabirleri de Hızırlık ziyaretgâhındadır. Bu Hızırlık’a yakın
  • Şeyh Hamza, Bayrami tarikatinin büyük zâtlarındandır. Bir de
  • Şeyh Hızır Efendi ziyareti vardır.
  • Somuncu Baba türbesi
  • Zinciriye Medresesi

Aksaray’dan bir menzilde Saratlı Köyü’ne, oradan Ürgüp kazası içindeki Dübani’ye geldik. Halkı Müslümandır. Oradan Muşkara’ya ve sonra da Kayseri Kalesi’ne geldik. (Evliya Çelebi-Seyahatname)

Aksaray ve Vilayetlik

Fatih Sultan Mehmet döneminde ele geçirildiğinde defterlere vilayet olarak kaydedilen Aksaray, İstanbul’a yaptırılan zorunlu ev göçleri ve Osmanlı Devlet politikası nedeniyle gerilemiş, ilk olarak liva, daha sonraları ise kaza haline getirilmiştir.

1920 yılında vilayet yapılan Aksaray 13 yıl vilayetlik yapmış, 1933’de çıkarılan hususi kanunla nüfus ve gelişmişlik bakımından kendinden küçük Niğde’ye, kendi ilçesi olan Şereflikoçhisar da Ankara’ya bağlanmıştır.

1989 yılının 15 Haziran gününe kadar 56 yıl ilçe olarak kalmış olan Aksaray, bu tarihte eski hakkı iade edilmek suretiyle tekrar vilayet olmuştur.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org

BURDUR

Ülkemizin Akdeniz Bölgesindeki Göller Yöresinde yer alan illerimizden birisi olan Burdur iline coğrafyası, iklimi, yüzölçümü ve nüfusu bakımında kısaca göz atalım.

en-guzel-burdur-resimleri

Doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri açısından Batı Akdeniz Bölgesinin önemli bir kenti olan Burdur’da;19.yy’ın sonları ile 20.yy’ın başlarında yapılan araştırmalar,Güneybatı Anadolu’nun bu kısımlarının Prehistorik devirlerden bu yana iskan edildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu evreyi,ilimizin sınırları içinde bulunan Hacılar,Kuruçay ve Höyücek Höyüklerinde yapılan kazılar doğrulamaktadır. M.Ö.7000’lere kadar giden ilimiz tarihi göstermektedir ki,sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası olan iskanlaşma,günümüzden 9000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bu durum ilimiz için olduğu kadar, Anadolu kültür tarihi açısından da önemlidir. Burdur ilinde,çevresiyle birlikte(Göller Bölgesi) ilk tarih çağlarından günümüze kadar bütün dönemlerin yaşandığını, günümüze kadar gelen medeniyet eserlerinden anlamaktayız.

Bugün çevremizde bu dönemlere ait 50’ye yakın höyük ve Tümülüs ile 25’ten fazla ören yeri ve antik kent yerleşim yeri bulunmaktadır. Burdur, Akdeniz Bölgesinin iç kısmında ve Göller Yöresi adı verilen bölgede yer almaktadır. İl toprakları 36-53 ve 37-50 kuzey enlemleri ile 29-24 ve 30-53 doğu boylamları arasında yer alır. Topraklar genel olarak killi ve kireçli bir yapıya sahiptir. İlin genel yüksekliği (ortalama) 1000 metredir.İlimiz güneyden Batı Torosların uzantıları üzerindeki Boncuk Dağları, Elmalı Dağı ve Katrancık Dağı, doğudan yine Batı Torosların uzantısı olan Kuyucak ve Dedegöl Dağı, kuzeyden Burdur Gölü ve Karakuş Dağı Sırası, batıdan ise Acıgöl ve Eşeler Dağları gibi doğal sınırlarla çevrilmiştir.

Akdeniz-47-BURDUR-tatil-yerleri2

Güneyde Antalya, Batıda Denizli, Güneybatıda Muğla, Doğu ve Kuzeyde Isparta ve Afyon illeri ile çevrilidir. Burdur, Akdeniz Bölgesinde yer almasına rağmen kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir iklime sahiptir. İlin rakımı 950’dir.İç Anadolu Bölgesiyle Akdeniz iklimi arasında bir geçiş noktasıdır. İlde çok sayıda göl ve orta boy akarsu bulunmaktadır. Türkiye’nin önemli göllerinden olan Burdur Gölü her türlü su sporları için elverişlidir. İlin diğer önemli gölleri ise Salda,Yarışlı,Karataş ve Gölhisar Gölüdür. Birçok sulama göletlerinin yanı sıra, Karacaören,Yapraklı,Onaç 1 ve Onaç 2 ve Karamanlı Barajları vardır.

TARİHÇE

Burdur ve çevresi dünyânın en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Eski devirlere âit eşyâlar ve harâbeler bulunmuştur. Anadolu’nun ilk sâhipleri ve Anadolu’da ilk devlet kuran, Anadolu birliğini temin eden Hititler, M.Ö. 2000 senesinden M.Ö. 700 senelerine kadar Burdur bölgesine hâkim olmuşlardır. Hititlerin kendi iç bünyelerinde iktidar ve iç savaşları Hitit Devletini zayıflatmış ve Frigyalılara yenilince, bu bölge de Frigyalıların kontrolüne geçmiştir.Lidyalılar, Frigyalıları yenince bu sefer Lidyalılar bölgeye hâkim olmuşlardır. Perslerin de Lidyalıları yenmesiyle kısa bir müddet Perslerin işgâli altında kalan bölge, Makedonya Kralı İskender’in istilâsı ile Anadolu, İran ve Hindistan, Makedonya’ya katılmıştır. İskender’in ölümü üzerine imparatorluğu kumandanlar arasında bölünmüş ve Burdur, Selevkos Devleti içinde kalmıştır. M.Ö. 183 senesinde Romalılar bu bölgeyi ele geçirmişlerdir. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu parçalanınca, Burdur ve çevresi Doğu Roma (Bizans)nın payına düşmüştür.

thumbs_b2_58f5943211aaec61b42950b53bb60527

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Burdur, Selçuklu Devletinin toprağı olmuştur. Haçlı seferleri sebebiyle Bizanslılar kısa bir müddet yeniden bu bölgeyi istilâ etmişlerdir. Daha sonra bölgeye hâkim olan Hamidoğulları, 1308’e kadar Selçuklulara ve 1335’e kadar İlhanlılara tâbi olmuşlar. 1391’de Yıldırım Bâyezîd, Hamidoğlu Beyliğine son verince, Burdur ve çevresi Osmanlı Devletinin olmuştur. Timur’un 1402 senesinde burayı almasından başka hiçbir devlet tarafından bugüne kadar ele geçirilmemiş; Osmanlı devrinde Isparta (Hamidili) sancağına bağlı bir kazâ iken; Tanzîmâttan sonra Konya vilâyetine bağlı bir bağımsız sancak olmuştur. Birinci Dünyâ Harbinden sonra İtalyanlar Burdur’u işgâl ettiklerini îlân etmelerine rağmen, fiîlen işgâl edemediler. Mayıs 1921’de bölgeden askerlerini çektiler. Cumhûriyet devrinde vilâyet olmuştur.

COĞRAFYA

Burdur’ un İlçeleri: Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer, Tefenni ve Yeşilova’ dır.
Coğrafyası: Burdur, Akdeniz Bölgesi’ nin iç kısmında ve Göller Yöresi adı verilen bölgede yer almaktadır. Güneyde Antalya, Batıda Denizli, Güneybatıda Muğla, Doğu ve Kuzeyde Isparta ve Afyon illeri ile çevrilidir. İlde çok sayıda göl ve orta boy akarsu bulunmaktadır. Türkiye’ nin önemli göllerinden olan Burdur Gölü her türlü su sporları için elverişlidir. İlin diğer bir gölü Salda Gölü’ dür.
İklimi: Burdur, kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir iklime sahiptir.
Tarihçesi: Çeşitli kaynaklar ve arkeolojik bulgular, antik dönemde Pisidia olarak adlandırılan bölgede yer alan Burdur ilinde Paleolitik Çağ’ dan bu yana yaşanıldığını göstermektedir. Yeşilova ilçesinin Başkuyu köyünde bulunan kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Paleolitik Çağ’ da bu bölgede ilk insanın varlığı kesinlikle anlaşılmıştır.

Burdur-coğrafyası
İl merkezine bağlı Hacılar Köyünde yapılan kazılarda M.Ö. 7 bin yıllarına tarihlenen “Keramiksiz Neolitik” üzerinde lX-VI katlar (M.Ö.5400), insanın yeryüzünde hayvanı ehlileştirip, köyler kurarak çanak çömlek yapmasını öğrendiği, toplayıcılıktan üretime geçerek belli bir yere bağlandığı merkezlerin en önemlilerindendir. Burada ortaya çıkarılan ana tanrıça figürleri ile boyalı insan yüzlü çanak çömlekleri dünya arkeolojisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bölge, Frig, Roma, Bergama Krallığı ve Bizans dönemlerini yaşamıştır. Daha sonra Selçuklular, Hamitoğulları ve Osmanlılar bölgede hakim olmuşlardır.
Ne Yenir: Burdur il merkezi Yukarı Pazar Semtinde üretilen “ceviz ezmesi” olarak adlandırılan ceviz tatlısı ve Burdur’ a has “Burdur şiş” tadılmaya değerdir. Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde dinlenerek, yöreye has yoğurt ile alabalık yenebilir.
Ne Alınır: Bakırcılar çarşısında işlenerek süslenmiş bakır hediyelik eşyalardan alınabileceği gibi özel sipariş de verilebilir.

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ

Burdur’da kara iklimi hüküm sürer. Yüksek dağlar, bölgeyi Akdeniz ikliminden ayırır. Yazlar sıcak, kışları çok soğuk geçer. Sıcaklık -16,7°C ile +39,6°C arasında seyreder. Senelik yağış ortalaması 443 milimetredir. Güneyde bu miktar fazlalaşır. Yağış kışın fazladır. Ovalar, ekili arâzi, sebze, bol meyve ağaçları ve gül bahçeleri ile süslüdür.
Burdur ilinin % 20’si hiçbir ekime elverişli değildir. Geri kalan % 80 arâzinin, % 35’e yakını ormanlık, % 35’e yakını ekili ve dikili arâzi ve % 10’u çayır ve mer’adır. Ormanlar ova ve gölleri çevreleyen dağların üzerindedir. Ormanlarda karaçam, kızılçam, katran, meşe, ardıç, köknar, sedir ve akçam ağaçları bulunur.
Ormanlarda, sayıları gün geçtikçe azalan karaca, vaşak, karakulak, yaban kedisi, saz kedisi yaşamaktadır. Tavşan, porsuk, kurt, tilki, çakal ve domuz gibi yabânî hayvanlar da bulunmaktadır.

maxresdefault

EĞİTİM

2007, 2008, 2009 yıllarında OKS ve SBS’de 1’nci, 2007 yılında ÖSS’de 7’nci, 2008 yılında 5’nci olmuştur.İlde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak 157 İlköğretim Okulu, 156 Anasınıfı, 8 Bağımsız Anaokulu, Ortaöğretimde; 17 Genel Lise, 26 Meslek Lisesi, 4 Anadolu Lisesi, 2 Anadolu Öğretmen lisesi, 1 Sosyal Bilimler Lisesi ve 2 Fen Lisesi olmak üzere toplam 53 Lise, bulunmaktadır. İldeki okullarda okul öncesinde 3495 öğrenci, 279 öğretmen, ilköğretim okullarında 28376 öğrenci, 1431 öğretmen, orta öğretimde 9919 öğrenci, 752 öğretmen, mevcuttur. Sınıf başına düşen öğrenci sayısı: Okul öncesi 14, İlköğretim 17, Orta öğretim 18’dir. İl’de okullaşma oranı: Okul öncesi % 49.33, ilköğretim % 99.20, ortaöğretim % 91.89, okur yazarlık oranı % 98’dir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı: Okul öncesi 14, ilköğretim 20, orta öğretim 13 öğrencidir. İl merkezine yatılı olmak kaydıyla 1 Sosyal Bilimler Lisesinin, 1 Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinin ve 1 Fen Lisesinin Bakanlık yatırımı olarak yapılması sağlanmalıdır. İlköğretimde taşımalı sistem çerçevesinde, il genelinde, 210 okuldan 49 okula 7660 öğrenci taşınmaktadır.

KAYNAK:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Burdur

http://www.cografya.gen.tr/tr/burdur/iklim.html

http://www.cografya.gen.tr/tr/burdur/tarihce.html

 

Yüksekova’da Sele Kapılan 800 Koyun Telef Oldu

Hakkari’nin Yüksekova İlçesi Büyükçiftlik Beldesi’nde etkili olan yağmur sele yol açtı. Arazide bulunan 800 koyun sel suyuna kapılarak telef oldu.

800 KOYUN SELDE TELEF OLDU

İlçeye 20 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükçiftlik Beldesi’nde dün akşam saatlerinde sağanak yağış sele dönüştü. Bu sırada Dolan mevkisinde arazide bulunan beldenin koyun sürüsü sele kapıldı. Yaklaşık 800 koyun sel sularıyla sürüklenerek telef oldu.

 
 
 

“BÖYLE BİR FELAKET İLK DEFA OLDU”

Çobanların haber vermesiyle belde sakinleri sabahın erken saatlerinde hayvanlarını kurtarmak için araziye çıktı. Hayvanlarını kaybeden Dursun Eren, “Büyüklerimiz böyle bir felaketin daha önce yaşanmadığını söylüyor. Böyle büyük bir sel bu memlekette ilk defa oldu. Yaralı olan koyunları kurtarmaya çalışıyoruz” dedi.

Kaynak:www.haberler.com

Gençlik, Aydın’dan Ata’ya Cevap Verdi

Efeler Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öncesi hazırladığı videoyu paylaştı.

genclik-aydin-dan-ata-ya-cevap-verdi-8448417_x_o

Efeler Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öncesi hazırladığı videoyu paylaştı.

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından hazırlanan klipte 27 genç, “Gençliğin Ata’ya Cevabı” konulu şiiri okudu. Önemli gün ve bayramların hafızalarda canlı kalması için çalıştıklarını söyleyen Efeler Belediye Başkanı M. Mesut Özakcan, “Belediye olarak daha önce de buna benzer sosyal projelere imza attık. Özellikle milli bayramlarımızın hafızalarda canlı kalmasını istiyoruz. Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu unutmamak adına böyle çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

 

KAYNAK:http://www.haberler.com

Adülü Öğrencilerin Sergilediği Oyun Büyük Beğeni Topladı

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Atça Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı öğrencilerinin sahnelediği ’Çanakkale Kahramanları’ isimli oyun, Aydın’ın birçok ilçesinde sergilenerek büyük beğeni topladı.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Atça Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı öğrencilerinin sahnelediği ‘Çanakkale Kahramanları’ isimli oyun, Aydın’ın birçok ilçesinde sergilenerek büyük beğeni topladı.

ADÜ öğrencilerinden Semih Gül’ün yazıp yönettiği oyunda 17 öğrenci rol alırken; öğrenciler sponsor ve gönüllülerden elde ettikleri gelirle engelli bireyler için hobi bahçesi kuracak.

Nazilli, Atça ve Aydın’da izleyicilerle buluşan oyun izleyicilerden de tam not aldı. 1915 ruhunu yansıtan oyunu Sosyal Sorumluluk Dersi kapsamında çeşitli ilçelerde sergilediklerini ifade eden Gül, projeyle engelli bireylere de katkıda bulunacaklarını söyledi. Sponsorlardan ve gönüllülerden toplanan bağışlarla özel bir rehabilitasyon merkezine hobi bahçesi kazandıracaklarını vurgulayan Gül; “Böylece engelli kardeşlerimiz kendi elleriyle diktikleri sebze ve meyveleri yine kendi elleriyle toplayıp tüketebilecekler; aynı zamanda boş zamanlarını faydalı şekilde kullanma imkanı bulacaklar. Bu konuda bize destek olmak isteyenlerin katkılarını bekliyoruz” diye konuştu

Kaynakça : www.haberler.com

Uşak Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Iı. Öğretim İçin Öğrenci Alacak

Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ikinci öğretimine 50 öğrenci alınması teklifi Yükseköğretim Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ikinci öğretimine 50 öğrenci alınması teklifi Yükseköğretim Genel Kurulu’nda kabul edildi.
usak-universitesi-gazetecilik-bolumu-ii-ogret-8406558_x_o
Rektör Prof. Dr. Sait Çelik konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada gelecek eğitim öğretim yılında İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün ikinci öğretimine 50 öğrenci alınacağını bildirdi. Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesinde Halkla İlişkiler ve Reklamcılık (birinci ve ikinci öğretim), Radyo, Televizyon ve Sinema (birinci ve ikinci öğretim), Yeni Medya (birinci ve ikinci öğretim), Görsel İletişim ve Tasarım Bölümü ile Gazetecilik Bölümü (birinci ve ikinci öğretim) bölümleri olduğunu belirten Rektör Çelik “Gazetecilik Bölümünün birinci öğretimine 2014-2015 eğitim öğretim yılında öğrenci almıştık. Gelecek eğitim öğretim yılında bölümün ikinci öğretimine 50 öğrenci alacağız. Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi, alanında deneyimli ve başarılı öğretim elemanlarıyla ve günümüz şartlarına uygun ders içeriğiyle öncelikle bölgenin en iyi iletişim fakültelerinden birisi olma hedefiyle çalışmaktadır. Sektöre nitelikli gazeteciler yetiştirmek üzere yola çıkan Gazetecilik Bölümümüz gazetecilik mesleğinin önemini, kamuoyu oluşturmadaki işlevini bilen, meslek etiğine inanan, mesleğin gerektirdiği donanıma sahip, Türkiye’nin yanı sıra dünyayı da yakından izleyen, konulara geniş bir bakış açısıyla yaklaşan, alanında uzmanlaşmış kişiler yetiştirmeyi amaçlamaktadır” dedi. – UŞAK

kaynak : http://www.haberler.com

ATSO Müşteri Memnuniyeti Anketi Eğitim Veriyor

Müşteri memnuniyeti; müşterilerin gerçek anlamda önem verdikleri unsurları tam olarak ortaya koyabilecek ilişkilerin teşhis edilmesiyle başlamaktadır. Eğitimin amacı, müşteriye “değer” sunmak için temel alınacak yaklaşımı ve müşterilerin beklentilerini belirlemek, mevcut durum ile algılamaları arasındaki farkı analiz etmek ve bu bilgilerin memnuniyete etki eden şirket süreçlerine yansıtılmasını sağlayan müşteri memnuniyeti ölçüm sürecini katılımcılara aktarılmasıdır.

Odamız, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) işbirliği ile “MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ANKETİ EĞİTİMİ” düzenlemiş olup; eğitim konu alt başlıkları ve eğitmen özgeçmişi ekte yer almaktadır.

Eğitimlerimize katılmak isteyenler Odamız web sayfası (www.atso.org.tr) üzerinden online olarak başvuru ve ödeme işlemlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Eğitimlerimizde katılımcı sayısının sınırlı olması ve kayıtlarda başvuru sırasının dikkate alınması nedeniyle öncelikle online başvuruda bulunmanız tavsiye edilmektedir.

 

Eğitmen       : S.Kaya KARS (TSE Eğitmeni)

Tarih            : 10-11 Mayıs 2016

Saat             : 09:30 – 17:00

Yer               : ATSO Eğitim Salonu 4. Kat

Katılım Payı :  Odamız üye/üye çalışanı için 100 TL, üye olmayan katılımcı için 150 TL’dir.

 

BAŞVURU İÇİN TIKLAYINIZ

 

Kaynak: ATSO.org.tr

 

 

Özel tasarımlar ODTÜDEN

ODTÜDEN.COM.TR

125 binden fazla ODTÜ mezununun, öğrencilerin ve ODTÜ dostlarının ODTÜ logolu ürünlere online olarak ulaşabilmesi için ODTÜDEN.com.tr hayata geçti. Online mağazada, ODTÜ ürünlerini günlük hayatlarında, okulda ve ofiste kullanmak veya hediye olarak değerlendirmek isteyenler için kaliteli ve geniş bir yelpazede birçok ürün bulunuyor.

Ürün çeşitliliği, öğrenci ve mezunların istekleri doğrultusunda ve sezonlara göre geliştirilen online mağazada sweatshirt’ten spor çantaya, kırtasiye ürünlerden anahtarlık ve kupaya kadar 60 farklı ODTÜ’ye özel tasarımlı ürün bulmak mümkün.1462185100_ODTU_ODTUDENDukkani__6_

Fiyat aralığı 1,00 TL ile 75,00TL arasında değişen ODTÜ logolu hediyelik eşyalar, online alışveriş sitesinin yanı sıra kampus içindeki “ODTÜDEN Dükkânı’nda da yer alıyor. ODTÜ Yerleşkesi Kafeterya yanında, hafta içi 9.00-17.00 saatleri arasında çalışan ODTÜDEN Dükkânı’nda, mezunlara kampusa girişlerde kolaylık sağlayacak mini diploma yapılması, sosyal kültürel etkinliklerin düzenlenmesi ve online platformda da bulunan ürünlerin satışlarının gerçekleştirilmesi gibi hizmetler de sunuluyor.
Kaynak: http://www.halklailiskiler.com.tr/Ozel_tasarimlar_ODTUDEN..php

 

Arçelik’ten ‘Ülkem İçin Projesi’ne destek

Arçelik A.Ş., Koç Holding’in 2006 yılında başlattığı ‘Ülkem İçin Projesi’nin 2012–2013 yılı uygulaması olarak hayata geçen Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi’ne şirket ve fabrikalarında devam eden ‘Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri’nin yanısıra farklı projelerle de destek veriyor. Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi (GETEM) işbirliğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında Arçelik çalışanları görme  engelliler için kitap okuyordb53e24fbc4e5a6_regardez_moi______L
‘Sizler için kitap okuyoruz’ adını taşıyan gönüllü projenin amacı görme engellileri sesli kütüphane ortamında daha çok kitap ile buluşturmak. Projenin pilot uygulaması ve ilk eğitim toplantısı, 30 gönüllü çalışanın katılımıyla Arçelik A.Ş.’nin Sütlüce Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Gönüllüler önce sesli kitap okuma teknikleri konusunda eğitim aldılar. Sonrasında, her bir gönüllü, bilgisayarlarına yüklenen özel bir program ve beraberinde kendilerine temin edilen mikrofonlu kulaklıklar ile deneme kayıtlarını gerçekleştirdi ve bu kayıtları GETEM ile paylaştı. Videoya alınan eğitimin, Arçelik intraneti – Arport – üzerinden tüm Arçelik kampüslerine yaygınlaştırılması ve projeye daha fazla gönüllü katılımı amaçlanıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Koç Holding A.Ş. Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’ projesi kapsamında görme engelliler için başlattıkları ‘Sizler İçin Kitap Okuyoruz’ projesine Arçelik ailesinin gösterdiği ilgiden son derece memnun olduğunu, Sütlüce’de pilot çalışması gerçekleştirilen projeyi tüm Arçelik ofislerine yaymayı hedeflediklerini söyledi. Çakıroğlu, “Şirketimiz Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın vizyonu doğrultusunda her zaman olduğu gibi bu projede de sosyal sorumluluk anlayışıyla ve toplumsal sorunların çözümünde örnek olma bilinciyle hareket edecektir. Tüm Arçelik ailesinin ‘engellilik’ konusunda toplumda bilinirliğin artırılması için katkı sağlayacağına ve bu önemli toplumsal görevi içtenlikle yerine getireceğine gönülden inanıyorum” dedi.
“Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi ve Arçelik A.Ş.
Türkiye nüfusunun %12’si engelli bireylerden oluşuyor. “Ülkem için Engel Tanımıyorum” projesi; engelli bireylerin iş ve sosyal hayatlarındaki yaşam kalitelerinin iyileşmesine destek olmayı, engellilik konusunda toplumsal bilincin ve duyarlılığın oluşturulmasını sağlamayı hedefliyor.
Arçelik A.Ş., “Ülkem için Engel Tanımıyorum” projesine, ilk olarak Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi (GETEM) ile görme engellilerin yararlanabileceği sesli kütüphane için “kitap okuma” çalışması ile destek verdi. Bunun yanı sıra, engellilerin yaşam kalitelerinin iyileşmesini desteklemek üzere çeşitli projeler de yürütüyor: Bu çerçevede, Alternatif Yaşam Derneği’nin (Ayder) desteğiyle 35 Arçelik A.Ş. çalışanının “Gönüllü Eğitmen Eğitimi” tamamlandı. Gönüllü eğitmenler, Haziran – Eylül 2012 arasında tüm Arçelik A.Ş. kampüslerinde “engellilik” konusunda 1600 çalışana eğitim verdi. Çalışma ortamlarının engelli dostu haline dönüştürülmesi için ilk adım atıldı ve Çayırova kampüsünde gerekli düzenlemeler yapıldı. Arçelik A.Ş. ürünlerinin engelli dostu haline getirilmesi konusunda çalışmalar yürütülüyor.
Arçelik A.Ş., engelli vatandaşların çalışabileceği işlerde kendilerine öncelik veriyor ve mesleki gelişimlerini sağlamak yönünde çaba gösteriyor. Bu çalışmalarıyla Arçelik A.Ş., SGK tarafından 2010’da en fazla engelli çalıştıran kurum ödülüne layık görüldü.
1 2 3 4 8